Marie Curie ve Pierre Curie tarafından 1898 yılında keşfedilen radyum, Latincede “ışın” anlamına gelen “radius” kelimesinden türetilmiştir.
Marie Curie ve Pierre Curie tarafından 1898 yılında keşfedilen radyum, Latincede “ışın” anlamına gelen “radius” kelimesinden türetilmiştir. Radyum gümüşi renge sahip, parlak ve ışın etkinliği çok yüksek olan bir radyoaktif elementtir. Uranyumdan katbekat daha fazla radyoaktiviteye sahiptir.
Keşfedildiği dönemlerde, kendiliğinden parlama özelliği gösteren bu element mucize olarak nitelendirilmekteydi. Bu radyoaktif madde sağlık, kozmetik hatta yiyecek sektörü de dahil birçok farklı endüstriyel alanda kullanılmaya başlandı. Ancak zararlı etkileri henüz tam anlamıyla tespit edilmemiş bu elementin ölüm saçtığından kimsenin haberi yoktu.
Radyum elementi, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Amerika ve Avrupa’da yaygın olarak pusulalarda, kol saatlerinde kullanılıyordu. Çinko bileşimi ve radyumdan elde edilen boya ile saatlerin kadranları boyanıyordu. Radyum atomundan salınan parçacıklar çinko atomlarının enerji seviyesini arttırıp titreşmelerini sağlıyor ve bu titreşme sonucu etrafa zayıf bir ışık saçılıyordu. Böylece askerler gece karanlığında, düşmana yerini belli etmeden zamandan haberdar oluyordu.
Radyum Kızları
Radyum o dönemlerde mucize olarak görülüyordu. Kendiliğinden parlaması insanları cezbetmiş, sadece askeri alanda değil evlerde yer alan saatler içinde kullanılmaya başlanmıştı. Çok fazla talep görüyordu ve bu taleplerin karşılanması için fabrikalar kuruluyordu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde de radyum ile boyama işlemini gerçekleştirmek için birkaç fabrika kurulmuştu. Bu fabrikalarda işe alınan genç kızlar saat kadranlarını boyama işlemini gerçekleştiriyordu. Kızlara boyanın zararsız olduğu söylenmişti. Kızlar boyadıkları her saat başına ücret alıyordu.
Saatlerin içerisinde yer alan rakamların, yelkovanın ve akreplerin boyanması çok ince işçilik gerektiriyordu. Bu yüzden kızlara fırçaların ucunun inceltilip kullanılması söylenmişti. Saatleri boyamak için, her kullanımdan sonra fırçaların uçlarını ağzında sivrileştiriyor ve rakamları öyle boyuyorlardı. Ancak kızlar bu işlemi her yaptığından radyum yutuyorlardı. Kızlar eğlenmek için zaman zaman fazla kalan boyayı saçlarına, tırnaklarına hatta dişlerine sürüyorlardı.

Genç Mae Keane, fabrikada boyama işleminde görev alan kızlardan biriydi. Fakat arkadaşlarının aksine boyanın tadından çok rahatsız oluyordu. Bu yüzden fırçaların ucunu ağzında sivrileştirmiyordu. Dolayısıyla boyadığı saat sayısı diğer kızların aksine çok daha azdı. Mesai arkadaşlarının oldukça gerisinde kalan Mae Keane’e başka bir iş bulmasını söylenmişti.
Genç Mae şanslıydı. Çünkü fabrikada çalışan diğer kızlar kısa bir süre sonra rahatsızlanmaya başladılar. Kızların ağzında yaralar çıkmaya başlamış, derin kansızlık problemleri oluşmuş (anemi), çene nekrozu, kemik kırıkları ve tümör baş göstermeye başlamıştı.
Maalesef ki kızlar teker teker hayatını kaybetmeye başlamıştı. İlk başlarda kimse bu ölümlerin radyum zehirlenmesinden olabileceğini düşünmemiş ya da bunu kabul etmemişlerdi. Ölümler başka sebeplere bağlanmıştı. Şirket ise bu ölümlerin yaptıkları işten kaynaklandığını kesin bir dil ile reddetmişti. Reddetmek ile kalmayıp, doktorlardan ölüm sebebi olarak frengiyi göstermelerini isteyecek kadar ileri gitmişlerdi.
Radyum Kızlarının Hukuk Mücadelesi
Ölümlerin giderek artması sebebiyle Harvard Üniversitesi’nden bir grup, ölümlerin sebebini araştırmaya başladı. Ve yaptıkları çalışmalar sonucunda kızların ciltlerinde yüksek oranda radyum tespit ettiler. Bir grup araştırmacı da meslek hastalığı konusunda çalışmış ve çeşitli bulgular ortaya koymuştu. Böylece fabrika koşullarıyla ölümler arasında bağlantı bulundu. Kızların ölüm sebebi olarak radyumun gösterilmesi kabul görmeye başladı.
Radyum kızları ile fabrikanın bağlı olduğu şirket olan U.S Radium arasında çekişmeli bir dava süreci başladı. Mahkemeye, medya tarafından kendilerine “Radyum kızları” denilen 5 fabrika işçisi kadında katılmıştı. Sağlıkları o kadar kötü bir durumdaydı ki mahkeme sırasında yemin etmek için bile ellerini kaldıramıyorlardı. Dava sürekli çeşitli sebeplerle erteleniyor, şirket tazminat ödemeyi kesin bir şekilde reddediyordu.
Üç yıl süren çekişmeli dava nihayet sonuca bağlandı. Mahkeme, şirketin kızlara tazminat ödemesine, aylık bağlamasına ve tüm tıbbi masraflarını karşılamasına karar vermişti. Ve bu olayla birlikte nihayet radyum kullanımında ciddi düzenlemelere gidildi.
Kaynakça
wikipedia.org
britannica.com
makaleler.com
#marie curie
#pierre curie
#radyum